15 Kasım 2015 Pazar

Farkındalık




İnsanların bir çoğu acınacak durumdadır değil mi? Farkındalık çabası içerisine girenler vardır mesela.Marjinallik çabası içerisinde takındıkları tavırlar sonucu ne kadar salak göründüklerinin farkında olmayan salaklar!Daha kendilerini bile oldukları gibi kabul etmezler.Zaten kendini bile olduğu gibi kabul görmeyenlerden, başkalarını oldukları gibi kabul etmek çok ironik olur.Olmak istediğin gibi olma, olduğun gibi ol.Kendini, kişiliğini kabul gör.Kendinizi kandırıyorsunuz.Çünkü bu kişiler siz değilsiniz.Sizler, siz değilsiniz.


Olmak istediğiniz ama olmadığınız, insan yığınısınız!Kendinizi kandırıyorsunuz.Birde bu var tabi değil mi?Kendini kandırmak.Her konuda kendinizi kandırıyorsunuz.İyi olan tarafıda var tabi bu işin.En azından karşınızdakini kandırıp aldatmıyorsunuz.Ama kendinizi kandırmanın daha büyük bir aldatmaca olduğunuda bilmiyorsunuz.Yazık size.Kendiniz bile kendinize inanmıyorsunuz.Bide karşınızdakinden güvenmi bekliyorsunuz?Güvenden mi bahsediyorsunuz?Eğer öyle iseniz kendinizi kandırmanın yanı sıra bi o kadarda komiksiniz anlaşılan.Neden kendiniz olmayı denemiyorsunuz?Korkularınızla yüzleşmeyi?Gerçekteki kişiliğinizi görmeyi ve kabullenmeyi?


"Acı çekeceğim, bunu istemiyorum" sığındığın söz bu mu yani? Bilmezmisin? Acı, insanı olgunlaştırır.Acı insanı erdemli kılar.Acı insanı asilleştirir, karaktere büründürür.Acı insanı güçlendirir, büyütür.Acı öğretir.Acı ,insana hayatı öğretir.Hayatı gösterir.Ve insanı akıllandırır.Acı görünce korkmamalısın değişmemelisin.Kendini kandırmamalısın.Zaten kandırman bile yersizdir çünkü sen kendini kandırınca her şey düzelmeyecektir.Sadece başka yere yüzünü çevirdiğin anlamına gelir kendini kandırmak.Acının üstüne gitmelisin.Sabretmelisin.Sonucu iyi olacaktır.Ama her türlü, acı varsa hayatında bir şeyler yapmana rağmen değişmiyorsa bazı şeyler; diyeceğim şey şudur; Olmuyorsa zorlama, ya hayallerin kırılır yada kalbin... 
Hayallerin, yakılan ormandaki bir ağaca dönüşür.Kalbin ise birbirinden parça parça ayrılır.Tıpkı kırık cam parçaları gibi.Yakılıp yıkılmış hayaller ve kırılmış parça parça olmuş bir kalp...Bence ne yap biliyormusun?Acıya göğüs ger ama göğsünü parçalatma.Aşkın üzerine savaş ama bu aşk için ölme.Körü körüne bağlanma, acı çekersin.Bunları istemiyorsan kesin bir çözüm: 
Unutmuş gibi yap. Çünkü güzel şeyler onları hiç beklemediğin an gerçekleşir.Dinle müziğini, dışarı çık.Dışarı çık ve oradaki o güzel havayı içine doldur.Bu havanın tadını çıkar.İçine çekerken havayı, mutlu olmaya bak.Yaz sıcağıyla yanarken, hafiften esen meltem bile bizi bu kadar mutlu ederken kim büyük mutsuzluktan söz edebilirki?
Mutluluk her yerde, mutsuzluk ise hiç bir yerde yok! Sadece kafamızda her şeyi büyütüyoruz.Bu uğurda paranoyaklaşıyoruz.Oysa sözde acılarımızı biraz olsun unutursak, takmazsak ve dışarı çıkıp bu güzel havayı içimize çekerek mutlu olmaya bakarsak ne de güzel olur öyle değil mi?Ne biliyor musun?Sen acın yokken kafanda kendine bir acı yaratıyorsun.Dışarı çık, mutluluğunu ararken bu güzel havada, her şeyini unut.Bir anlığınada olsa her şeyi unut ve deki kendine:S*ktir et!Sana esen; tatlı esintisiyle bir meltemden ibaret değil, bir mutluluk olacaktır.Durma, mutlu olmaya bak, her şeyi unut ve;...S*ktir et!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder