1 Ocak 2016 Cuma

Sokağa Çıkıp Bağıralım!


Abi biz napıyoruz ya? Neden böyle yaşıyoruz? Neden ders işliyoruz? Neden o kadar takıntılıyız? Neden rahatlamıyoruz? Çıkıp bağıralım mesela, ciğerlerimizi patlatırcasına koşalım, beynimizi sakatlayana kadar mal mal film izleyelim veya seyredelim, donumuz donuncaya kadar yağmurun altında yürüyelim, midemiz bulanıncaya kadar kahve içelim, zor değil.
Mabel Matiz dinleyelim ama ben bu adamı bir türlü sevemedim yaa. Etrafıma bakıyorum. Baktıkça gülesim geliyor anlamlıca. Boş baktıkça ağlayasım geliyor anlamsızca. Anlamsızlık içinde bir anlamlılık arayışı içinde olmamız neden? Her şey o kadar saçmayken neden mantıklı bir şey bulmaya çalışıyoruz ki? Bunca şey niye peki? Yaşamak için mi? Hayat için mi? Kendimiz için mi veya bir başkası için mi? Ne gereksiz şeyler ya yaşıyoruz ya... Bir de bayılıyorum bu ingilizce slow şarkılarına ya rahatlatıyo resmen. Ha işte bu!!! Neden bağıra bağıra şarkı söylemiyoruz ki? Kulaklığı takıp son ses, hiç iğrenç sesimizi duymadan bağıra bağıra şarkı söyler gibi eşlik edelim hayata. Hayatın müziğini açıp son ses ve kendimizi hiç görmeden dans edelim...

 Yazar: İstayfo Akyüz

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder